İstanbul, dar sokakları ve hareketli caddeleriyle insanın aklını başından alan bir şehir. Ancak bazıları için bu sokaklar bir labirent gibi. Aynı taşın üzerinden iki kez geçme isteği, kapının kilitlendiğini defalarca kontrol etme zorunluluğu ya da adımlarını belirli bir düzende atmadıkça rahat hissedememe… Obsesif kompulsif bozukluk, sıradan bir düşünceden öte, bireyin yaşamını yönlendiren bir gerçeklik hâline gelmekte.
Bir vapur iskelesinde bekleyen birini düşünelim. Herkes gibi sahilde martılara simit atıyor, denizin kokusunu içine çekiyor. Fakat zihninde sürekli tekrarlayan bir düşünce var: “Eğer üç kez gözlerimi kırpmazsam başıma kötü bir şey gelir.” Çevresindekiler fark etmese de onun için bu küçük ritüel bir zorunluluk. Bunu yapmadığında içindeki sıkıntı dalga dalga büyümekte.
Boğaz’ın İki Yakası Arasında Sıkışan Düşünceler
Denizin iki yakayı ayırdığı gibi, obsesif kompulsif bozukluk da kişinin zihninde bölünmelere yol açabilir. Mantık, bazı şeylerin gereksiz olduğunu söylese de, duygu başka bir şey fısıldar. Beyin, her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol etmeyi bırakamaz.
Tarihi Yarımada’nın dar sokaklarında yürüyen biri, taşların arasındaki çizgilere basmamaya çalışır. Bir başkası ise bir simitçiden aldığı parayı defalarca silerek temizlediğine emin olmaya çalışır. Günlük hayatın içindeki bu detaylar dışarıdan fark edilmez. Ancak iç dünyada büyük bir mücadele verilmektedir. Obsesif kompulsif bozukluk, kişinin iç huzurunu kaybetmesine yol açabilir ve adeta zihinsel bir esaret yaratır.

Kontrollerin Ardı Arkası Kesilmeyen Labirenti
Bazı alışkanlıklar masum görünse de kontrol edilemeyen tekrarlar zamanla kişinin hayatını ele geçirebilir. İstanbul’un bir apartman dairesinde yaşayan biri, geceleri ocağın kapalı olup olmadığını defalarca kontrol etmeden uyuyamaz. Her seferinde mutfağa gidip düğmelere dokunur. Ellerinin titrediğini fark eder ama içindeki sesi susturamaz.
Bu gibi durumlarda OKB belirtileri farklı şekillerde kendini gösterir:
- Sürekli temizlik yapma ihtiyacı
- Aynı şeyi tekrar tekrar kontrol etme
- Belirli kelimeleri ya da duaları içinden söylemeden rahatlayamama
- Sayma, sıralama gibi zihinsel ritüeller gerçekleştirme
- Başkalarının dokunduğu yerlere temas etmekten kaçınma
Bu durum, yalnızca bir alışkanlık değil, zihinsel bir yük hâline gelir. Bir süre sonra sosyal hayatı, iş ilişkilerini ve hatta uykuyu bile etkileyebilir.
İstanbul’un Ritmiyle Barışmak
Bu şehir, kaotik yapısıyla insana zaman zaman zorlayıcı gelebilir. Ancak OKB ile başa çıkabilmek için profesyonel destek almak, hayatı kolaylaştıracaktır. İstanbul’un kalabalık meydanlarında kaybolmak, boğazın serin sularına dalıp gitmek ve sahil boyunca özgürce yürüyebilmek mümkün olabilir.
Küçük adımlarla başlamak önemlidir. Kendini sürekli tekrarlayan düşüncelerden uzaklaştırabilmek adına yeni rutinler geliştirmek, farkındalık kazanmak ve destek almak sürecin bir parçasıdır. Obsesif kompulsif bozukluk, hayatı kontrol etmek zorunda hissettirse de, esas özgürlük bazen akışına bırakabilmektir.